13 Kasım 2007 Salı

Merhabalar efenim. Düşündüm taşındım birazcık da kaşındım yazacak bişeyler buldum. Ben vazelinin diğer üyeleriyle nası tanıştığımı anlatayım.
Şimdi bakınız. Ben lise 1 de körpe bir genç kız iken bir IB sınıfına girmiş bulundum. Sınıf haremlik selamlık. Daha suratında tüy bitmemiş bir sürü delikanlı. Aralarında biri var ki siyah kolej ayakkabıları, püsküllü böyle, gömleğin kolları kıvrık, badi badi geziyor. Eleman ufacık tefecik içi dolu turşucuk tadında. "Anam" diyorum "bu benim kuzene benziyor!". Kaynaşmak biraz zaman alıyor fekat vıcık vıcık oluveriyoruz. Beraber İstanbul'a gitmeler, aynı odada kalıp yastık savaşı yapmalar felan fişmekan. Geliyoruz lise 2 yeeeee. Orda da aynı sınıftayız. Yine vıcık vıcık bir hal tavır. Lise 1 de farkına vardığımız film aşkımızla abuk subuk hareketlerde bulunuyoruz efendim. Durum öyle bir hal alıyor ki bütün hareketlerimiz aynı insan olduğumuzu gösteriyor. Öyle ki lise sonun ilk günü aldığımız çantaların aynı olduğunu bile farkediyoruz. Sonuç olarak efenim biz bu Doç. Dr. Oetker ile kavga dövüş memiş mimiş moş devam ediyoruz. Kendisi inatçı bir keçidir.
Gelelim ikinci elemana. Bu arkadaş böyle çöp gibiii, ipince kıvırcık saçlı bir delikanlı. Kendisinin kahverengi iri botları var. Ara sıra dolanıyor koridorda. Birileriyle muhabbet ediyor. Adını sanını bilmem etmem. Bir gün sınıfta sıranın üstünde oturuyorum, eleman da sınıfta. Bir müzik muhabbeti dönüyor ama bekleme salonundaki zoraki muhabbet kıvamında. Derken efenim lise 2 ye geliniyor yine. Bu sefer ekip büyüyor. Pek hazzetmiyoruz birbirimizden. Ta ki o zor döneme kadar. Baran'ımız giderken bu canım dostumla bizi birbirimize bağlıyor da gidiyor. O gün bugündür canım ciğerimdir kendisi. Sevgilerimi yolluyorum burdan. Ayrıca Almanya'daki enişteme... Neyse. Müzik için soyunurum.
Ve son eleman. Lise 2'de yine sınıfa birkaç gün geç gelmişim. Tonla kız var 2 erkek. Biri bizim Oetker de diğeri kim acaba. Yeni mi gelmiş acaba hiç görmemişim şimdiye kadar. Süveteri giymiş oturuyor Nisan'ın yanında. Tartışıyorlar durmadan. Ha bir de sürekli daha mantıklı bir açıklaması var her şeye. Bir süre soğuk nevale takılıyoruz ikimiz de. Sonra bu genişleyen grupla birlikte biz de kaynaşıyoruz. Kaynaşıyoruz kaynaşmasına çok da geyik var ama bir saygı çerçevesi içindeyiz azizim. Bir ara tatsızlık oluyor kopuyoruz ama benim cinsiyetimle ilgili problemin çözülmesiyle normale dönüyoruz. Saygılar sevgiler efenim. Bol Koçaklı günler.
İşte böyle sevgili gençler. Kâh güldük kâh eğlendik ama hep mal mal konuştuk. Umarım ilerleyen günlerde daha fazla saçmalayabilirm. Eyvallah.

Hiç yorum yok: