1 Kasım 2007 Perşembe

Kabullenilmemiş Çocuk

Galiba şu an sırf boş vaktim var ve aklıma geldi diye yazıyorum. Bir arkadaşın blogu ile ilgili bir diyalog geçti, sonra dedim ki bizim de yok muydu? E vardı. E nooldu? Duruyormuş öylece. Ne istediğimi bilmiyorum aslında yazarken, tıpkı bu blogu yaratırkenki gibi. Yani anlayacağınız bu açıdan hemen hemen üç aydır hiç bir şey değişmedi kafamda. Ama artık biraz ilgilenmenin vakti geldi.

İsmindeki muzip gülümseme ve fesatlığa deyinmiş Orçun, hani yıllar sonra açığa vurulan devletler arası sırlar misali son derece sallama olarak bulunmuş bir isim. Gitarımın köşesinde parmaklarım tellere takılmasın diye zaman zaman azıcık azıcık parmaklarımın uçlarına alıp yumuşakça dağıttığım vazelini gördüm, dillendirdim, tam da orçun'un aradığı isim gibi oldu, daha önce de kimse bir blog adı için bu kadar absürt ve saçma bir şey almadığı için mutlu mesut ama içe sinmemiş bir şekilde başladık blog macerasına, ama içe sinmemesinden olsa gerek oldukça sessiz sakin ve unutulmuş olarak kendi kendine durdu.

Bazı şeyler vardır hayatta, hatta genelde istediğiniz gibi olmasa da kabullenmek ve o şekilde devam etmek, ettirmek durumunda olduğunuz. Bu blogda öyle bir çocuk. Düşündükçe bu geçen süre de ben onlardan çok fazlasını kabul ettim ama burdan anlaşılmamalıdır ki sesim soluğum da çıkmaz bu tarz durumlarda gibi bir sonuç. Burada ara ara, sık sık, sürekli olarak bu konu başlığını rahatsız etmeyi planlıyorum. Hatta psikopatlaşıp her yazdığım konuyu en alakasız yerinden buna bağlar hale geleceğim, takip eden olduğunda da sıkılacak. fena olacak.

Bir de vazelin isimli bir blogda pek de ciddi şeyler yapmamız beklenmiyor. Biz de beklemiyorduk hala da beklemiyoruz galiba, ama ciddiyet taraflarımızı kusmamız gereken, fazlamızın bize sormadan kendisinin gidebileceği bir nevi genleşme tankı gerekli oluyor. İnsanın kendi beyni yeterli olsa da paylaşma ihtiyacı duyuyor her zaman için, yani tüketim ihtiyacı gibi bir şey aynı zamanda. Kendi yeterli olsa da bunu da istiyor. Bir nevi lüks mü ya da bu?

Bu ihtiyacı da gidermiş olurken, hem siz hem de benim için belki eğlenceli bir hal alır burası.

Ama şuna bir bakınca uzak duruyor sanki. Ne kadar gıcık bir yazı aslında bu böyle ya...

Hiç yorum yok: